Pınar Aksoy
MEKAN ÖNERİLERİ NEREYE GİTSEK

The Crepe Escape

Pancake ne zaman bu kadar meşhur oldu bilmiyorum ama kendisinin bu kadar şöhreti hak edecek tarafları da yok değil 🙂 Çok masum olmasa da iyi yapıldığında kaç tane yediğinin hesabını yapmak zor olabiliyor. Yanında hiç birşey olmasa bile kendi haliyle de çok güzel. Yumuşacık, mutluluk veriyor…Ha bir de kat kat dizilmiş, üzerinden bal damlayan pancake fotoğrafları yok mu, bence her biri birer sanat eseri 😀

Evet güzel ama, anneannesiyle büyümüş şanslı bir insan olarak onun yaptığı krepler her zaman gönlümün birincisi. Krep daha bizden sanki, daha samimi. Krep yapmak daha kolay gibi görünse de, her basit görünen şeyin yapımında incelikleri tutturmak gerektiği gibi, güzel krep yapmak da hiç kolay değil bence.

Ama ben güzel yapan bir yer buldum bile zaten. Hazır haftasonu da yaklaşırken, sabah sabah kendini ödüllendirmek isteyenlere, bu sefer de farklı bir kahvaltı yapayım diyenlere ya da ‘keşke her öğün kahvaltı olsa’cılara bir önerim var. The Crepe Escape. Bağdat Caddesi’nde 2-2,5 ay önce açılmış, küçük sevimli bir dükkan. Tabiki yine önce dekorasyonu kandırdı beni, adımlarım yavaş yavaş oraya yönlendi. İçini gördüğümde çoktan oturmaya karar vermiştim bile 🙂

Menüde 5 ana başlık var; Salatalar&Tatlılar, Pancake, Krep, Kahvaltı ve İçecek. Ben ilk seçeneğe pek bakmadım bile, oraya kadar gitmişken salata beni pek mutlu eden bi seçenek olamazdı 😀 Tatlılar kısmında ise ‘Poffertjes’ denilen Hollanda tatlısı, krep pasta, meyve salatası ve Mövenpick dondurma vardı. Pancake’i ise tatlı ya da tuzlu olarak tercih edebilirsiniz. Tuzlu olanlarda çok güzel çeşitler vardı, aklım kalmadı değil, bir dahakine denenecekler listesinde. Tatlı olanlar da da seçim yapmak zor olacaktır, zira çok fazla seçenek var.

Krepler de aynı şekilde tercih edilebiliyor. Bizim tercihimiz tatlı “American Dream” den yana oldu. Kakaolu krep, fıstık ezmesi, bal, muz, yer fıstığı. Bunu yedikten sonra eve koşarak gidebilirsiniz 😀 Fıstık ezmesi yapılmış en güzel şeylerden biri bence. Sanki muzla beraber ayrılmayan bir çift olsun diye üretilmiş. Krep çok güzel bir sunumla geliyor, servis tabağı, katlama şekli, yanında küçük şişede gelen süt ile önce göze hitap ediyor. Göze hitap ettiği kadar lezzet konusunda da çok başarılıydı bence. Yerken hiç bitmesin istedim 😀

Kahvaltı kısmında ise yumurta çeşitleri, kahvaltıya özel otlu ve susamlı krep, yulaf, french toast ve cumartesi&pazar servis edilen ‘American Sunday’ seçeneği var.

Gelelim en güzel habere. Burada yapılan kahvelerde MOC (Ministry of Coffee, Teşvikiye)’un çekirdekleri kullanılıyor. Kahve konusu üzerinde de düşünüp, kaliteli ürünler sunmaları çok büyük bir artı. Hem de yetenekli barista Metin tarafından hazırlanıyor kahveleriniz. İşini sevdiği bıkmadan çeşitleri anlatmasından, her müşteriye güleryüz göstermesinden belli. Benim fotoğraf sevdama bile ekipmanlarıyla destek oldu 🙂 Ayrıca evinize götürmek isterseniz de kahveyi sizin için çekiyor. Biz Cold Brew, Chemex, Türk Kahvesi ve Macchiato denedik. Hepsinden de memnun kaldık, sadece macchiato bana biraz acı geldi. Bu arada ‘macchiato’nun bir damla gözyaşı demek olduğunu ve espresso üzerine konan bir parça süt köpüğünün de bu gözyaşını temsil ettiğini öğrenmiş olduk 🙂 Türk kahvesi de Yemen’den.

Ben haber verdim, yolunuzu düşürmesi sizden. Şimdiden Bon Appetit! 🙂

IMG_2261

IMG_2238

IMG_2241

IMG_2257

 

IMG_2270

IMG_2286

IMG_2296

IMG_2305

IMG_2307

You Might Also Like...

No Comments

Leave a Reply